Bu izolasyonist yazarın Marakeş'e yapılan yaratıcı bir yolculuğu, onu genç bir edebi çift ile çarpıcı bir karşılaşmaya götürür. Samuel Kircher, ilham kıvılcımlarını yeniden tutuşturmayı arzuluyor ve yazarların cenneti olan Villa Marguerite'ye adım atıyor. Orada, enerjik Déborah ve gizemli Luca'nın ihtişamlı varlığıyla karşılaşır. Déborah, zihinsel keskinliği ve sosyal rahatlığıyla topluluğa hızla entegre olurken, Luca kendini Samuel'in tuhaf yalnızlığına çekilir. İki yalnız ruh arasında bir bağ oluşur ve bu bağ, zamanla yoğun bir tutkuya dönüşür. Bu yasak ilişki, yaratıcılık, özlem ve edep ahlakının sınırlarını zorlayarak her ikisinin de hayatlarını sonsuza dek değiştirecektir.