Beckett, Rose adlı nazik bir bilim insanının şımarık ve kendi çıkarına düşkün kedisiydi. Rose, arıları kurtarmak için bir deney üzerinde çalışıyordu. Kaderin bir cilvesi sonucu, Beckett deneydeki bir kimyasala maruz kaldı ve öldü. Ancak Beckett'in dokuz canı daha vardı ve her canla farklı bir hayvana dönüştü. Beckett'in bu sıradışı yolculuğu onu bir köpeğe, bir balıkçıla, bir kuşa ve nihayetinde bir insana dönüştürdü. Her bir yaşamda farklı meydan okumalarla karşılaştı ve insan doğasının karmaşıklığını, sevginin gücünü, dostluğun önemini ve ailenin kutsal bağını deneyimleme fırsatı buldu. Bir köpek olarak özgürlüğün tadını çıkardı, arkadaşlık kurmanın değerini öğrendi ve bir sürünün parçası olmanın gücünü keşfetti. Bir balıkçıl olarak, hayatta kalma içgüdülerinin önemini kavradı ve hayatın en basit şeylerinde memnuniyet buldu. Kuş olarak, perspektifin gücünü anladı ve dünyayı yeni bir bakış açısından gördü. İnsan olarak, Beckett nihayetinde kendi bencilliğinin farkına vardı ve başkaları için fedakarlık yapmayı öğrendi. Rose'un arıları kurtarma konusundaki tutkusu onu etkiledi ve ilk önce kendi çıkarlarını düşünmek yerine bir amaca hizmet etmeye karar verdi. Beckett'in dokuz yaşamı, dönüşüm, büyüme ve kurtuluşun bir hikayesiydi. Bencil bir kediden, başkalarına iyilik yapan ve dünyayı değiştirmeye yardım etmek isteyen bir varlığa evrildi. En önemlisi, sevginin, dostluğun ve ailenin gerçek gücünü keşfetmişti.