Karanlığın örtüsü altında, Anne ve Patrick, çılgın bir gecenin ardından eve dönmek için siyah bir taksiye bindiler. Neşeli ve geveze olan taksi şoförü, onları güvenli bir şekilde evlerine bırakma sözü verdi. Ancak sözünü tutmadı. Bir süre sonra taksi, ıssız ve ürkütücü bir yola saptı. Anne ve Patrick, kalplerinde belirsiz bir huzursuzluk hissettiler. Şoförün konuşkanlığı bir anda kesilmiş, yerini sinsi bir sessizliğe bırakmıştı. Taksi karanlık bir ormanın içinden geçerken, Anne ve Patrick çevrelerindeki sesleri duymaya başladılar. Uğultulu rüzgar, ağaçların hışırtısı ve uzaktan gelen hayvansı kükremeler gecenin sükunetini bozdu. Korku her geçen saniye daha da arttı. Şoför, taksiyi durdurdu ve Anne ile Patrick'e soğuk bir sesle dışarı çıkmalarını emretti. Titreyerek ve korkudan neredeyse felç olmuş bir halde arabadan indiler. Yalnız ve savunmasızdılar, gecenin ürkütücü karanlığının ortasında mahsur kalmışlardı.